Türk sanat müziği şarkıları أغاني تركية نشر في: 03-10-2022 آخر تحديث: 03-10-2022 236 شارك Türk sanat müziği şarkıları Affetmem asla seni (Ateş olup yaksan da) Ağlamakla inlemekle ömrüm gelip geçiyor Ağlar gezerim sâhili, sanki benimlesin Anla artık, anla beni (Son mektup) Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok Aşkı seninle tattı, hicrânla yandı gönül Aşkın susuz bağında pınar gibi çağlarım Ateş olup yaksan da (Affetmem asla seni) Avuçlarımda hâlâ sıcaklığın var Ayrıldı gönül şimdi yine bir tek eşinden Ayrılmak ne kadar zor, unutulmak çok acı Bahâr bitti, güz bitti; artık bülbül ötmüyor Baharda bu yıl bir melal var hüzün gibi Bakışı çağırır beni uzaktan Bakmıyor çeşm-i siyâh feryâde Bana nasıl vazgeç dersin, gönül senden vazgeçer mi? Bana yârdan vazgeç derler Ben ağlarım, eller güler Bende hicrân yarasından da derin bir yara var Ben gamlı hazan, sense bahâr, dinle de vazgeç Beni cânımdan ayırdı, âh, gönlümü yıktı temelden Bir ateşim yanarım, külüm yok dumanım yok Bir bahâr akşamı rastladım size Bir demet yâsemen aşkımın tek hâtırası Bir gün karşılaşırsak ayrıldığımız yerde Bir haber ver ey sâbâ, n’oldu gülistânım benim? Bir ihtimâl daha var, o da ölmek mi dersin? Bir kerre bakanlar unutur derdi günahı Bitmez tükenmez bu dert, ömür diyorlar buna Biz Çamlıca’nın üç gülüyüz Boğaziçi, şen gönüller yatağı Bugün yine gönlümün bahçesinde gezindim Bülbül ne gezersin Çukurova’da Bülbül’i Şeydâ’ya döndüm, dehr’i görmez gözlerim Cânâ rakîbi handân edersin Çamlar arasından süzülürken mehtâb Çiçek nedir görmeden bozkırlara dalmışsan Çubuğum yok yol üstüne uzatam Değdi saçlarıma bahar gülleri (Nazende) Derdimi ummâna döktüm âsûmâna inledim Dil şâd olacak diye kaç yıl avuttu felek Dil yâresini andıracak yâre bulunmaz Dün gece saz meclisine neden geç geldin? Dün gece ye’sile kendimden geçtim Ellerim böyle boş mu kalacaktı? Eski dostlar (Unutulmuş birer birer, eski dostlar, eski dostlar) Esti nesim-i nev-bahar, açıldı güller subh-dem Evlerinin önü handır Ey büt-i nev edâ Ey çeşm-i ahû, mehlikâ, cürmüm nedir söyle bana Ey mehlika, ey gül beden Fâriğ olmam meşreb-i rindâneden Gam çekme güzel n’olsa baharın sonu yazdır Gel ey denizin nazlı kızı nuş-i şarab et Gidelim Göksu’ya bir âlem-i âb eyleyelim Gölgesinde mevsimler boyu oturduğumuz Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar Gönlüm düşüyor çırpınarak gizli kemende Gönlüm özledikçe görürdüm hele lacivert kanatlı kumru olsaydım Gönlümün şarkısını gözlerinde okurum Gönül aşkınla gözyaşı dökmekten usandı artık Gönül sana tapalı kapın bana kapalı Gönül yarasından acı duyanlar Gördüğümde başımı çevirdiğim gün olur (Gurur, inan ki gurur) Gördüm seni sevdim güzelim gonce-i tersin Göze mi geldim, sen mi unuttun? Gözlerin bir aşk bilmecesi sorar gibi Gözlerinin içine başka hayâl girmesin Gözümde özleyiş, gönlümde acı (Bana benden yakın, benden yabancı; içimde dolaşan, gezen biri var) Güller ne hoştur, renkler ne ince Gül ağacı değilem, her gelene eğilem Gül hazîn, sünbül perîşan, bâğ-ı zârın şevki yok Gülmedi şu bahtım, gülmedi gitti Güzel bir göz beni attı bu derin sevdaya Hançer-i aşkınla ey yâr gönlüm üzre vurma hiç Hastayım, yalnızım, seni yanımda sanıp da bahtiyâr ölmek isterim Hastayım, yaşıyorum görünmez hayâliyle İçimdeki özlemi uyutamıyorum yâr İçime hep hüzün doluyor İnan ki ağlamadım, hüzünlüyüm sadece İstanbul’da, Boğaziçi’nde, bir garip Orhan Veli’yim Kâtibim (Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur) Kapıldım gidiyorum bahtımın rügârına Kendim gurbet elde, gönlüm sılada Kime halim diyeyim, kime feryâd edeyim? Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben hâlime Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin Menekşelendi sular, sular menekşelendi Menekşe gözler hülyâlı Mümkün mü unutmak güzelim, neydi o akşam Neden kalbim seni sevdi, o gözler zihnimi çeldi Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım Ne dert kalır ne hüzün, bir sudur akar zaman Ne günâh etse açılmaz iki gönlün arası Ne senin aşkına muhtâç, ne esirin olacağım Nerelerde kaldın ey serv-i nâzım Niçin baktın bana öyle? Nideyim sahn-ı çemen seyrini cânânım yok N’ideyim bilmem elinden senin, bilmem n’ideyim O tebessüm, o tavırlar, o levendâne hıram Ömrün şu biten neşvesi tâm olsun erenler Öyle dudak büküp hor gözle bakma (Ah bu şarkıların gözü kör olsun) Özledim (Sen gittin ya yaşantımın bir anlamı kalmadı) Rast geldim iki câne, biri al giymiş biri mavili Rûhuma gecenin mâtemi doldu Rüzgâr söylüyor şimdi o yerlerde bizim eski şarkımızı Sâhilde o hoş bûseleri aldığım akşam Saçının tellerine gönlümü taktı kader Sazlar çalınır Çamlıca’nın bahçelerinde Senden uzak günlerim zindân oluyor Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim? Seni sevdâ çiçeğim, tâc-ı serim Sensizliği ben seçmedim (Üzme beni) Sevemez kimse seni, benim sevdiğim kadar Sevenler hiç unutmaz ayrı düşse de yollar Sevgi deli gönülden gönüle bir akıştır Sevmiyorum seni artık, gözlerimi geri ver Sırma saçlı yârimin cân behşederken işvesi Son ümidim de bitti, kuş gibi uçtu gitti Son Mektup (Anla artık, anla beni) Sorma bana, nafile, neler düşündüğümü Söyleyemem derdimi kimseye, dermân olmasın diye Şarkılar seni söyler, dillerde nâme adın (Huysuz ve tatlı kadın) Tadı yok sensiz geçen ne bahârın, ne yazın Tel tel taradım zülfünü Unutturamaz seni hiçbir şey Unutulmaz adınla dudakta kal sevgilim Unutulmuş ne varsa sevgiden geri kalan Ümitsiz bir aşka düştüm, ağlarım ben hâlime Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur (Kâtibim) Var mı hacet söyleyim ey gültenim Vücud ikliminin sultanısın sen Yaşamak zevki verir ruhuma sonsuz kederim Yâd eller aldı beni Yâr saçların lüle lüle Yemeni bağlamış telli başına Yine bu yıl Ada sensiz içime hiç sinmedi Yine hazan mevsimi geldi Yıllar ne çabuk geçti o günler arasından Yine bahar oldu coştu yüreğim Zamân olur ki ânın hâcle-i visâlinde 236 شارك FacebookTwitterGoogle+ReddItWhatsAppPinterestالبريد الإلكتروني
التعليقات مغلقة، ولكن تركبكس وبينغبكس مفتوحة.